1 Aralık 2014 Pazartesi

Shinrei Tantei Yakumo


Yıl: 2010
Bölüm Sayısı: 13
Bölüm Süresi: 25 Dakika
Yayın Şekli: TV
Diğer İsimleri: Psychic Detective Yakumo
Tür: Fantezi, Dedektif, Gizem, Doğaüstü Güçler
Yönetmen: Kurokawa Tomoyuki
Orijinal Hikâye: Kaminaga Manabu
Firma/Stüdyo: Bee Train

 Ozawa Haruka adlı genç bir üniversite öğrencisi, arkadaşının ruhlar tarafından ele geçirildiğini öğrendikten sonra bunu yok etmenin bir yolunu bulmaya çalışırken üniversitenin sinema araştırma kulübünün üyesi olan Saitou Yakumo'nun bu işi yapabileceğini öğrenir. Ancak Haruka'nın beklediği gibi ruh çıkarma işleri yapmayan Yakumo sadece sol kırmızı gözüyle ruhları görüp onlarla konuşabiliyordur ve ilk başta istemese bile Haruka'ya yardım etmeye karar verir. Velhâsıl Yakumo'nun Haruka'ya bu ilk yardımı olsa bile son olmayacak gibidir.


Dedektif hikâyelerini çok severim. Hele ki efsanevi Dedektif Conan serisi yok mu... Küçükken tutkunu gibiydim... Şimdi ise izleyemiyorum, ancak Türkçe çevirileri son zamanlar da hızlanmaya başladı daha doğrusu yavaş yavaş Türkçe'ye kazandırılmaya başlandı diyebilirim ya da hehe =) Yani en başından izleme gibi bir şansım var Türkçe olarak =) Tavsiye edebileceğim dedektif serilerinin en başında gelir kendisi*-* Ayrıca kendisi hâlâ devam etmekte olup onlarca filmi çekilmiştir*-* Böyle güzel bir seri olunca elbette yıllarca devam eder =) Her neyse bu serimizin ilginç bir yanı var anlayamadım nedendir, hani öyle ahım şahım bir konuya sahip değil, öyle sürükleyici aksiyonu bile yok, ama ama ve ama nedense kendini "sıkmadan" izletti bana o_O Cidden şaşırdım diyebilirim. Her bölüm hoş devamını izleyeyim gibi bir hisle izledim. Belki de sırf dedektif hikâyelerini sevdiğimdendir hehe =)


Neyse hikâyemiz kırmızı sol gözüyle ruhları gören genç bir delikânlının etrafında gelişiyor. İşte kızımız Haruka'da bu işin içine girerek daha ilk sahneden muhteşem çiftimiz buluşmuş oluyor. Tabii tesadüfi bir buluşma olduğunu sanmayın, elbette değil.


Hikâye baştan aşağı geçmişle ilgili. Yani hikâye son derece basit. Aynı şekilde kurgusu öyle ahım şahım değil kesinlikle. Hatta çoğu sahne tahmin edilebilir nitelikte ve olaylar öyle izleyiciye şatafatlı bir şekilde gösterilmiyor. Sıradan bir olaymış gibi son derece sakin bir şekilde ve uzatmadan anlatılan bir kurguya sahip. Yani diğer şatafatlı animelerle kıyaslanınca oldukça sakin, ama dediğim gibi kendini izleten bir yapım. Zaten öyle şatafat ve bir olayı olduğundan daha fazla uzatılmasından hoşlanmam, ama burada gereğinden fazla kısa tutmuşlar gibi =P


Aynı şekilde karakterler de öyle şatafatlı değil, ama hepsinin karakterini gerçekten sevdim diyebilirim. Çatlak doktorumuzdan, çatlak dedektifimize ve amirine gibi =P Aklımda bir şeyler vardı animeyi izlerken, ancak şimdi unuttum =)


Bu arada aklımdayken ana karakterimizin sol gözünün kırmızılığı bir yana elini yüzüne götürüşü aklıma hep Code Geass'te ana karakter olan Leluş(Lelouch) getirdi. Yüz olarak benzemeseler bile hareket ve göz olarak benziyorlar =P Ancak animenin ilerleyen sahnelerinde yüzüne elini götürüşünü değil de alnına neden elini iki de bir koyuşunu anlamış oluyoruz. Cidden anlamlı bir anısı varmış o hareketin diyebilirim. Ama yüzüne getirme sahnelerini hiç sevmedim orası ayrı :D Sona dair ise tek lafım olmamış gibi... Umarım devamı da gelmez. Zira açık uçlu bitti gibi. Yani açıkcası seriyi, izleyecek bir şeyiniz yoksa izlemenizi önerebilirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder